15 Temmuz 2009 Çarşamba

reis

büyük ülkü adamı alişan s' nin eski eşi ki kendisi de dava kadınıymış, eşiyle yollarını ayırdıktan sonra pınar a. ya da ayşe pınar a. ismini kullanmaktaymış.

ama bu ülkücü kadının çok ilginç bir macerası varmış. sanırım ülkücülerin ne kadar dava insanı olduğu konusunda bu hepimize güzel bir örnek teşkil edecektir. gelin onun hikayesini hakkında yayınlanan haberlerden öğrenelim:

9 nisan 2003 tarihli hürriyet haberi bu ülkücü teyzemizin dava ve vatana hizmet uğruna ne kadar vefakarca kendini feda edebileceğini gözler önüne seriyor:

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/04/09/272526.asp

evet, vatana hizmet etmek için yanıp tutuşan bu teyzemiz yada ablamız, sizin de göreceğiniz üzere geçici kadroyla girdiği meclise tam kazık çakacakken bu durum farkediliyor ve engelleniyor. engellendikten sonraysa ona sahip çıkan kişi kim dersiniz? bizim meşhur yaşar nuri hocamız. ama bir süre sonra çıkar üzerinden beslenen bu ilişkide işler iyi gitmeyince bu mutlu ayrılık da noktalanmak zorunda kalıyor. peki neden noktalanıyor? yine haberlere bakalım.

nisan 2003 tarihli milliyet haberinde önemli bir ayrıntı yakalıyoruz. bülent arınç, yaşar nuri öztürk'e "hocam yapmayın, bu yakışık almaz" diyor. işin içine bir de dolandırıcılık iddiaları giriyor ki sormayın gitsin. bülent arınç, pınar a. hanımın eczaneden parfüm alıp bunu ilaçmış gibi meclise yutturduğunu söyleyip yaşar nuri öztürk'ü uyarıyor. bir süre sonra ise yaşar nuri öztürk'ün kredi kartı ortadan yok oluyor ve bununla beraber pınar hanımın da danışmanlık görevi sonlanıyor.

http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=80736
http://www.milliyet.com.tr/2003/04/13/siyaset/siy04.html


şimdi bu kadar şeyi neden anlattık? bunların sözlüklerle ne alakası var? hala anlamadıysanız fil hafizali bir yazar oldugunu soyleyeyim.


3 yorum: